Start-up kavramı denildiğine pek çok kişinin aklına teknolojinin ön planda olduğu modern ve havalı ofis binaları geliyor. Startup henüz yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan bir kavram olduğu için bu konunun henüz tam anlamıyla oturmaması oldukça normal. Kulağa oldukça beyaz yaka bir tabir gibi gelse de işin aslı pek öyle değil.
Startup Nedir?
Startup sözcüğü ilk olarak 2010’lı yılların başında Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılmaya başlanmıştır. Kısa bir zaman zarfı içinde tüm dünyaya yayılan bu önemli terim, girişimcilik kavramına dair ezberleri bozdu.
Startup sözcüğünün karşılığı olarak girişim ya da yeni girişim gibi sözcükler uygun görülse de aslında girişimcilik ve startup tam anlamıyla aynı şeyi karşılaşmıyor. En temel tabirle startup herhangi bir probleme çözüm bulmak motivasyonu ile macerasına dahil olan ve herhangi bir başarının garanti edilemediği şirketlerdir. Burada, herhangi bir probleme çözüm olmak konusunda özellikle vurgu yapmak gerekir.
Startup Girişimin Özellikleri
Genel düşüncenin aksine şirketinin yaşının bu tanımlar üstünde herhangi bir etkisi olmaz. Örneğin 6 aylık şirketler de 5 senelik şirketler de bir startup olarak kabul edilebilir. Buna rağmen artık 10 yılı devirmiş bir oluşumun artık startup olarak sayılması görece zor olabilir. Çünkü bu kadar uzun bir sürede artık bu şirketin belli seviyede bir ilerleme kaydetmesi ve büyümesi beklenir.
Startup şirketlerin başarıyı yakalaması için belli bir zaman içinde yukarıya doğru ölçeklenmesi ya da büyüme ivmesi göstermesi gerekir. Ve en önemlisi startup bir girişimin verdiği hizmetin büyük oranda global karşılıkları vardır. Yani böyle oluşumlar, herhangi bir coğrafi sınırlamak olmaksızın büyümeyi hedeflemek isterler. Örneğin ülkemizde kurulmuş olan bir startup girişimin Kanada, İngiltere ya da ABD gibi ülkelerde karşılık bulması gerekir.
Startup kelimesindeki “başlangıç” vurgusu, sermayeye ile alakalı bir başlangıç ifadesi değildir. Bir oluşumun startup olması, salt maddi potansiyelle ilişkilendirilemez. Burada sunulan ürün ya da hizmet için yapılan bir “başlangıç” vurgusu söz konusudur. Tam da bu nedenle startup girişimlerin inovatif olmaları çok değerlidir. Kazan kazan anlayışıyla projeler üretebilen bu tip firmaların kısa süre içinde müthiş bir büyüme potansiyeli olabilir. Bu, hizmet verdikleri diğer firmaların büyüme ivmesi için de geçerlidir.
Startup girişimlerin en önemli özelliklerinden biri de gelişmeye ya da doğrudan geliştirilmeye çok açık olan fikirleri düzlemine alır. Bu sayede de bir potansiyel öngörüsünden beslenir. Yatırımı neden sonuç ilişkileri üzerinden değerlendirir.
Startup Girişimle Normal Girişim Arasında Ne Fark Var?
Startup ve genel manada girişim hep birbirine karıştırılır. Mesela yeni hamburger işletmesi açmak, bir girişim olarak kabul görür. Bunu startup sınıfına dahil etmek mümkün olamaz. Bu şirket ileride zincir şubeler açsa bile bu durum değişmez. İnovatif bir yaklaşıma sahip olan startup girişimler, bütün teknolojik olanaklardan faydalanarak belli noktalardaki sorunlara fokuslanırlar. Fikir ya da ar-ge çalışmaları düzeyinde ürün/hizmet gelişimine somut olarak katkı sunarlar.
Startup girişimler çok geniş bir alanı kapsasa da genel olarak yazılım ve teknoloji, ön plandadır. Örneğin finans, tasarım, pazarlama, mimarlık ya da ekonomi gibi spesifik alanlarda da bu tip girişimlere tanıklık etmek mümkündür.
Ülkemizde genel olarak yazılım temelli startup girişimler çok revaçtadır. Bu nedenle de startup sadece yazılım ile sınırlı olduğu konusunda yanlış bir algı oluşmaktadır. Günümüzde belli bir sorunu teknoloji olmaksızın çözmek neredeyse olanaksızdır. Startup projelerinin teknoloji ile bu denli iç içe olmalarının nedeni de budur.
Son olarak startup girişimlerin genellikle geçici olarak kurulduğunu anımsatalım. Bu durum, startup girişimleri, normal girişimlerden ayıran en önemli farklar arasındadır. Söz konusu soruna kalıcı bir çözüm geldiğinde startup girişim henüz büyümeden işlevini yitirecektir. Bu nedenle startup girişimlerde söz konusu problemin akıbeti ve girişimin zamanlaması da oldukça belirleyicidir.