Konu her ne olursa olsun, araştıracağımız şeyin kelime kökeni bizlere o konunun ne olduğunu ve nasıl çözümler üretebileceğimiz hakkında bilgi verir. Devalüasyon konusunu anlamak için de bu yönteme başvurmamız isabetli olacaktır. Latince kökenli devaluation kelimesinden ortaya çıkmış olan devalüasyon, bir şeyin değerinin düşmesi, bir ülkenin ulusal parasının resmi değerinin diğer para birimleri karşısında düşürülmesi anlamlarına gelmektedir. Sabit kur rejimi politikaları uygulayan ülkelerde, ulusal paranın değeri kontrol altında tutulur. Müdahaleli kur rejimi uygulayan ülkeler ise döviz alıp satmak suretiyle piyasalara müdahale eder ve bu şekilde ulusal para birimini kontrol altında tutmayı hedefler.
Ekonomi, mikro ve makro olmak üzere 2 ana ölçekte değerlendirilir. Mikro ekonomi, ülke içerisinde bulunan tüketicilerin maksimum fayda sağlamak için parasını nasıl harcayacağı, bir firmanın üretim ve maliyet durumu gibi konular üzerinde durur. Makro ekonomi ise toplam gelir, toplam tüketim, toplam tasarruf, fiyat istikrarı ve ekonomik büyüme gibi konuları ele almaktadır. Devalüasyonun, sekteye uğramış makroekonomik durumuna bağlı olarak ulusal para biriminin zaman içerisinde değerinin düşmesi ve bunun kurlara yansıması şeklinde sonuçları olmaktadır.
Piyasalardaki arz-talep dengesi göz önüne alındığında bu dengenin devalüasyon ile bozulması kurlarda ani ve hızlı düşüşlere, ekonomide daralma ve durgunluğa sebebiyet verecektir. Bunun yanında ithal malların alımı zorlaşacak, ithal girdi maliyetleri yükseleceği için enflasyon artacaktır. İhraç edilen ürünler açısından bakılacak olursa bu malların da döviz cinsinden birim fiyatı düşecektir. Devalüasyonun yükselttiği enflasyonun dizginlenebilmesi için faiz oranları arttırılır. Bu da bankalardan kredi çekmek isteyen kişilerin işini bir hayli zorlaştırır. İster bireysel ister ticari krediler olsun çekilecek krediden sonra ödenecek tutarlar artacağından kredibilitede düşüşler meydana gelecektir.
Devalüasyonun ülkeler açısından en yıpratıcı noktası bütçe açığını arttırmasıdır. Döviz cinsinden dış borçların geri ödeme maliyetleri artacağından bütçe açığı artar. Hükümetler bu açığı kapatabilmek adına, olan vergileri arttırabilir ya da ilave vergiler ortaya koyabilir. Devalüasyon ile ihracat artar, ithalat azalır, milli gelir olumlu etkilenir. Ancak uzun vadede enflasyonun artması ve bütçe açığının artması gibi sebeplerden ötürü olumsuz yansımalarını da beraberinde getirecektir.