Bir ülkenin ithal ettiği malların ihraç ettiği mallardan fazla olma durumu cari açığının olduğu anlamına gelmektedir. İthal ettiği emtialara ve hizmetlere ödediği miktar, ihraç ettiği emtia ve hizmetlere ödediği miktarı aşıyorsa orada cari açık vardır, demektir. Cari açığı bu kadar önemli kılan, ülkenin dış işlemlerinin hesaplanmasında önem taşımasıdır. İthalatın bu denli ön planda olması, yaşanılacak bir para değeri düşmesinde ya da enflasyon yükselişinde ithal alınan her girdinin de maliyetinin artacağı anlamına gelmektedir. Bu da ülkede yaşayanlar için alacakları her ürünün fiyatının artması demektir.
Cari açık 3 durumda meydana gelmektedir: uluslararası mal ticareti, hizmetler hesabı ve transferler hesabı… Ülkeler arası yapılan ithalat ve ihracat cari açık oluşmasına olanak verir. Bu uluslararası mal ticareti sonucu oluşan cari açığa örnektir. Taşımacılık, sigortacılık ve turizm gibi hizmetlerden kaynaklı cari açıklar, hizmetler arası oluşan cari açık durumudur. Yurt dışında çalışan ülke vatandaşları ya da ülkede çalışan yabancı ülke vatandaşlarının getirdiği döviz girişi de transferler hesabı kaynaklı bir cari açık durumudur. Bütün bu durumlarda oluşan cari açığı kapatabilmenin çözüm yolları mevcuttur elbette. Birincil olarak ithal edilen mallara göre ihraç edilen mallarının değerinin arttırılması yoluna gidilebilir. İhracatın artması ülkeye para akışının sağlanması demektir. Üretimin iyi bir düzeyde yapıldığı manasına gelmektedir. Bu hem ülke içi refahı arttırır hem de ülkeye döviz girişi sağlayacağından ötürü döviz rezervinin artmasına olanak sağlar. Bununla beraber, ithal edilen mallara uygulanacak olan kotalar ve vergiler, ülkeye ithal mal girişini kısıtlayacaktır. Bu bir diğer yöntem olarak değerlendirilebilir. Salt uzaklaştırma ya da kota koyma uygulamaları yeterli olmayacaktır. İthal ikameci sanayileşme modeli izlenerek küresel pazarda ülkenin rekabet düzeyini arttıran politikalar da izlenebilmektedir. Cari açığı kapatabilmek adına devalüasyon da diğer bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu şekilde ülkenin mallarının ihracatı ucuzlaştırılabilir, ülke mallarına talebi arttırabilir ancak burada dikkat edilmesi gereken, devalüasyon ile birlikte düşen ülkenin para birimi, enflasyonu bir canavara dönüştürebilir. Bu noktada hassas davranıp dikkatli analiz etmek gerekmektedir.
Hükümet yetkilileri, ilgili bakanlıklar, işin ehli ekonomistler bir arada değerlendirme yapıp hangi durumun uygulanması konusunda mutabık olabilmelidirler. Cari açığın kapatılamaması, yapılan araştırmalar sonucunda bütçe açığını da tetikleyebileceği yönündedir. Tabii aksini sunan araştırmalar da mevcuttur. Eğer birbiri ile ilişkili iseler bu durum tabii olarak ülkede yaşayanları da etkileyecektir. Çünkü bütçenin cari açık sebebiyle açık vermesi vergi dilimlerin artması anlamına gelmektedir. Bu da ülkede yaşayanlar için ekstra yük ve maliyet demektir. Daha çok tasarruf ekonomisi, üretime dayalı bir model ve ihracat odaklı politikalar cari açığın kapatılmasında önemli rol oynayacaktır. Cari açık, tek başına bir ekonomik kriz potansiyeli yaratmasa da diğer durumlarda yaşanabilecek sıkıntılarla birlikte hareket ettiğinde bir hayli etkili olabilir.